Likya Kenti
Likya medeniyeti yapısı itibariyle özgün bir kültür yapısına sahiptir. Anadolu’nun güneyinde Antalya (Teke Yöresi) taraflarında yaşamış olan Likyalılar tarihin akışına etki etmişlerdir. Hitit ve Mısır kaynaklarında bu bölge için “Lukka Ülkesi” olarak geçmektedir. Likya medeniyetinin başkenti olarak Patara bu kadar önemli bir yere sahiptir. Burası M.Ö 168 yıllarında Likya Birliği’nin Roma döneminde ise M.S 49 yılında başkentlik yapmıştır. Kültürel açıdan zenginliği ile tüm bölgenin gözdesi olmuştur.
Lukka Ülkesi Hakkında Bilgilendirme
Lukka Toprakları veya Diyarı’ndan MÖ Hitit yazıtlarında sıklıkla bahsedilmiştir. Anadolu’nun güneybatı bölgesinde bir bölge olarak belirtilmiştir. Lukka Toprakları hiçbir zaman Hitit kontrolü altına dahil edilememiştir ve Hititler tarafından düşman olarak görülmüşlerdir.
Lukka’nın genel olarak klasik Likya ile aynı kökten geldiği kabul edilmiştir. Lukka Topraklarının genişliği ile ilgili önerilerde maksimalist ve minimalist hipotezler arasında bir karşıtlık vardır. Maksimalist hipotez Tunç Çağı metinlerinde Lukka’nın varlığını tartışmaya açan Trevor Bryce tarafından öne sürülmüştür:
“Bu yazıtlardan Lukka veya Lukka Toprakları’nın Pamfilya’nın batı ucundan Likaonya, Pisidya ve Likya’ya kadar uzandığı sonucunu çıkarabiliriz.”
Minimalist hipotez ise metinsel kanıtların analizine dayanarak sonuca varan Ilya Yakubovich tarafından öne sürülmüştür :
“Klasik Likya’da Tunç Çağı Lukka yerleşiminin varlığı için oldukça olumlu filolojik görüşleri olduğunu ancak bunun Küçük Asya veya onun ötesinde başka bir yerde olmadığını söylemişlerdir. “
Mısırlı firavun II. Ramses’e karşı yapılan ünlü Kadeş Savaşı’nda (MÖ. 1274) Lukka askerleri Hititlerin yanında yer almışlardır. Bir yüzyıl sonra Lukka Hititlere düşman olmuştur. Hitit kralı II. Suppiluliuma Lukka’yı yenilgiye uğratmayı denemiştir ancak başaramamıştır. Lukka Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüne katkıda bulunmuştur.
Lukka ayrıca antik Mısır metinlerinden de bilinmektedir. MÖ 12. yüzyılda Doğu Akdeniz’i ve Mısır’ı istila eden Deniz İnsanları’nı oluşturan kabilelerden biridir.
Zafer Takı
Bu anıt Patara’nın sembolü niteliğindedir. M.S 1. yüzyılın sonlarına doğru 19×10 metre büyüklüğe sahip tak’ın üzerinde, dönemin valisi ile ailesini onurlandıran bir yazıt bulunur. Bu yapı kentin girişinde bulunmasının yanı sıra Patara’nın su ihtiyacını karşılayan kanal sisteminin de önemli bir parçasıdır.
En Eski Deniz Feneri
Roma İmparatoru Neron tarafından Patara Limanı’na yaptırılan Fener, “günümüze kadar gelebilmeyi başarmış en eski deniz feneri” unvanına sahip. Orijinali 12 metre olan, günümüze ise yaklaşık 4,5 metrelik kısmı ulaşabilen Fener, limanın kumlarla dolmuş olması nedeniyle kıyıdan yaklaşık 500 m. içeride kalmış durumda. Üzerindeki yazıtta “denizcilerin selameti için M.S. 64/65 yıllarında yaptırıldı” diye yazmaktadır.
Meşhur Noel Baba Bu Topraklarda Doğdu
Tüm dünyada Noel Baba adıyla bilinen Aziz Nikolaos ile en çok özdeşleşen yerleşim, piskoposluk yaptığı ve kendi adını taşıyan kilise ile mezarının bulunduğu Demre olmakla birlikte; Aziz Nikolaos’un doğduğu ve hayatının önemli bölümünü geçirdiği yer Patara’dır. Ayrıca Hristiyanlığın yayılmasında en önemli rollerden birini üstlenen Aziz Paul da Roma’ya gitmek için gemiye buradan binmiştir. Bizans Dönemi’nde piskoposluk merkezi olan Patara’nın önemini gösteren olaylardan biri, Patara Piskoposu’nun Hristiyanlık açısından belirleyici kararların alındığı İznik Konsili’ne Likya adına katılmasıdır.
En Eski Kentlerden Patara
M.Ö. 13. yüzyıla ait Hitit metinlerinde “Patar” olarak anılan Patara, tarih boyunca önemini yitirmemiş; sahip olduğu limanıyla uzun yıllar bölgenin Akdeniz’e açılan kapısı olmuştur. Gerek konumu gerekse iklimsel özellikleri sayesinde deniz ticaretinin değişmeyen duraklarından olan limanı, Patara’nın gelişmesinin başlıca nedenidir. Yerleşim, liman çevresinde şekillenmiş ve zenginleşmiştir.
Pers egemenliğinin ardından Büyük İskender tarafından fethedilen, sonraki yıllarda deniz üssü olarak hizmet veren Patara, en parlak yıllarını Roma Dönemi’nde yaşamış; Erken Hristiyanlığın piskoposluk merkezlerinden biri olmuştur. Ancak ilerleyen dönemlerde salgın hastalıklar, savaşlar nedeniyle nüfusu azalan Patara’yı gözden düşüren etmenlerden biri, yine bir zamanlar gözde bir yerleşim hâline dönüştüren doğadır. En büyüğü 1481’de gerçekleşen depremlere, Xanthos veya günümüzdeki adıyla Eşen Çayı’nın taşıdığı kumlarla binlerce yıl içinde Patara Koyu’nu tamamen doldurması eklenince limanını yitiren kent de önemini kaybetmiş ve kaderine terk edilmiştir.
Kaynakça: Antalya #SunandMore, Lukka Şehri Wikipedia